Bankaların üst düzey yöneticileri, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's'in kararını değerlendirdi.
DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş, Moody's'in Türkiye'nin not görünümünü daha önce durağandan negatif izlemeye aldığını anımsatarak, normal prosedüre göre 2 yıla kadar izleyip karar verildiğini, Moody's'in Türkiye'yi 30 ay izlediğini söyledi.
Ateş, "Bu 30 ayda Türkiye'nin başına gelmedik kalmadı. Suriye, Rusya krizi, 15 Temmuz darbe kalkışması gibi... Bunların hepsi başarıyla atlatıldı." diye konuştu.
Makroekonomik veriler itibarıyla Türkiye ile eşit durumda olan ülkeler karşılaştırıldığında, Türkiye'nin yatırım derecesinde iken bile makroekonomik verilerinin bir basamak üstte olan ülkelerin verilerine göre daha iyi durumda bulunduğunu belirten Ateş, "Moody's'in kararının çok adilane ve yerinde olduğunu düşünmüyorum. Türkiye daha ne yapsın? Ağzıyla kuş mu tutsun?" şeklinde konuştu.
"Finans piyasalarını etkileme gücü olan kuruluşlar, itibarlarını riske atmamalı"
Halkbank Genel Müdürü Ali Fuat Taşkesenlioğlu da Moody's'in 21 Eylül Çarşamba günü "Türkiye ekonomisindeki başarısız darbe girişiminden kaynaklı şokun büyük ölçüde ortadan kalktığını” ifade ettiğini anımsatarak, "Aynı kuruluşun, cuma günü aynı ülkenin notunu bu kez 'dış finansman ihtiyaçlarına ilişkin risklerdeki artış' gerekçesine dayandırması bizim nazarımızda ciddi bir inandırıcılık problemi yaratıyor." dedi.
"Borçlanma maliyetlerinde 25-50 baz puan artış olabilir"
Türk Ekonomi Bankası (TEB) Genel Müdürü Ümit Leblebici ise Moody’s'in kararının objektif olmadığını, not indirimi için makroekonomik olarak öne sürülen gerekçelerin temelinde sorun bulunduğunu ifade etti.
Borçlanma maliyetlerinde 25-50 baz puan arasında bir artış olabileceğini, ancak sektörün bunu yönetebileceğini ifade eden Leblebici, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin temel göstergeleri ile karar vereceği için verilen düşüş kararının bizi diğer piyasalardan çok da ayrıştırmadığını yakın zamanda göreceğiz. Önemli olan bizim kendi disiplinimizden kopmamamız, kendimize olan güvenimizin devam etmesi."
DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş, Moody's'in Türkiye'nin not görünümünü daha önce durağandan negatif izlemeye aldığını anımsatarak, normal prosedüre göre 2 yıla kadar izleyip karar verildiğini, Moody's'in Türkiye'yi 30 ay izlediğini söyledi.
Ateş, "Bu 30 ayda Türkiye'nin başına gelmedik kalmadı. Suriye, Rusya krizi, 15 Temmuz darbe kalkışması gibi... Bunların hepsi başarıyla atlatıldı." diye konuştu.
Makroekonomik veriler itibarıyla Türkiye ile eşit durumda olan ülkeler karşılaştırıldığında, Türkiye'nin yatırım derecesinde iken bile makroekonomik verilerinin bir basamak üstte olan ülkelerin verilerine göre daha iyi durumda bulunduğunu belirten Ateş, "Moody's'in kararının çok adilane ve yerinde olduğunu düşünmüyorum. Türkiye daha ne yapsın? Ağzıyla kuş mu tutsun?" şeklinde konuştu.
"Finans piyasalarını etkileme gücü olan kuruluşlar, itibarlarını riske atmamalı"
Halkbank Genel Müdürü Ali Fuat Taşkesenlioğlu da Moody's'in 21 Eylül Çarşamba günü "Türkiye ekonomisindeki başarısız darbe girişiminden kaynaklı şokun büyük ölçüde ortadan kalktığını” ifade ettiğini anımsatarak, "Aynı kuruluşun, cuma günü aynı ülkenin notunu bu kez 'dış finansman ihtiyaçlarına ilişkin risklerdeki artış' gerekçesine dayandırması bizim nazarımızda ciddi bir inandırıcılık problemi yaratıyor." dedi.
"Borçlanma maliyetlerinde 25-50 baz puan artış olabilir"
Türk Ekonomi Bankası (TEB) Genel Müdürü Ümit Leblebici ise Moody’s'in kararının objektif olmadığını, not indirimi için makroekonomik olarak öne sürülen gerekçelerin temelinde sorun bulunduğunu ifade etti.
Borçlanma maliyetlerinde 25-50 baz puan arasında bir artış olabileceğini, ancak sektörün bunu yönetebileceğini ifade eden Leblebici, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin temel göstergeleri ile karar vereceği için verilen düşüş kararının bizi diğer piyasalardan çok da ayrıştırmadığını yakın zamanda göreceğiz. Önemli olan bizim kendi disiplinimizden kopmamamız, kendimize olan güvenimizin devam etmesi."
AA